2023 Yılında Ar-Ge’nin Payı Yüzde 3 Seviyesine Çıkacak
Bakan Ergün, bundan sadece 10 yıl önce dışarıdan Türkiye’ye bakanların, ağırlıklı olarak ekonomik krizler, siyasi
belirsizlikler ve kaotik ortamlarla dolu bir ülke gördüklerini, bugün ise her açıdan kendini geliştirmiş, kabuğunu
kırmış, kendi potansiyelini yeniden keşfetmiş bir Türkiye’nin olduğunu belirtti. Türkiye’nin 2010 ve 2011 yıllarında
dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olduğu gibi, 2012 yılına da beklentilerin üstünde bir büyüme
performansı ile başlangıç yaptığını ifade eden Ergün, 10 yılda, milli gelirin 230 milyar dolardan yaklaşık 800 milyar
dolara, ihracatın 36 milyar dolardan 140 milyar dolara çıktığını dile getirdi. Özellikle Ar-Ge harcamalarının ve
araştırmacı sayılarının çok hızlı arttığı bir dönem yaşadıklarına işaret eden Bakan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mesela 2002’de milli gelirimiz 230 milyar dolar iken Ar-Ge yoğunluğumuz binde 45 ve Ar-Ge’ye ayrılan bütçe 1.1
milyar dolar seviyesindeydi. Bugün ise 800 milyar dolar seviyesinde olan milli gelirimizin yaklaşık yüzde 1’ini, yani
8 milyar dolar civarında bir kaynağı Ar-Ge’ye ayırıyoruz. Ancak bununla yetinmiyor, 2023 yılında bu oranı yüzde 3
seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. 2023’te 2 trilyon dolar civarında bir milli gelire ulaşmayı hedefliyoruz, 60 milyar
dolarlık bir Ar-Ge harcaması planlıyoruz. Sadece kaynakları artırmak noktasında değil, bu kaynakları etkin bir şekilde
kullanılması noktasında da önemli adımlar attık, atıyoruz.”
Yeni TÜBİTAK Kanunu ile Yeni Bir Dönem Başlıyor
Yeni TÜBİTAK kanununun da çok önemli değişikler getirdiğini dile getiren Ergün, bu kanunla bilgiyi teknolojiye
dönüştüren ürünleri destekleyebileceklerini söyledi. Yeni kanunla artık yurt dışında bilim ataşelikleri açabileceklerini
ifade eden Ergün, bu yıl içinde en az 10 ülkede bilim ve teknoloji ataşeleri atayacaklarını ve yurt dışı teşkilatı
kuracaklarını kaydetti. Bakan Ergün, 1964-2004 arasında Akademik Ar-Ge destekleri kapsamında, 7 bin 378 projeye
170 milyon lira kaynak aktaran TÜBİTAK’ın, 2005-2011 döneminde ise 8 bin 722 projeye 1,15 milyar lira destek
sağladığını ifade ederek, “Desteklenen bilim insanı sayısı 2003 yılında bin 500 kişiyken, 2010 yılında bu sayı 12 kat
artarak 18 bini geçmiştir. Önümüzdeki süreçte, nanoteknoloji veya biyoteknoloji gibi, kritik alanlara yönelik çok
ciddi doktora, yüksek lisans burs programları TÜBİTAK tarafından hazırlanmaktadır. Yine akademik yükselme
kriterleri arasında yenilikçilik ve girişimcilik gibi kavramları da ekleyeceğiz” diye konuştu.
Yapacakları benzer çalışmalarla, Türkiye’yi yurt dışındaki akademisyenleri için bir cazibe merkezi haline
dönüştüreceklerini dile getiren Ergün, sadece Türkler için değil, yabancı akademisyenler için de Türkiye’yi bir cazibe
merkezine dönüştürmeleri gerektiğini bildirdi. Ergün, bugün Türkiye’nin, demokrasi kültürüyle, sosyal devlet
ilkeleriyle, güçlü reel sektörüyle, bölgesindeki birçok ülke için ilham kaynağı olduğuna işaret ederek, “Aynı Türkiye,
bilim ve teknoloji ortamıyla da bölgemizde ve hatta tüm dünyada başı çekebilecek bir potansiyele sahiptir” dedi.
Altunbaşak: “
Türkiye’de 300 Bin Araştırmacı Olmalı
Türkiye ve TÜBİTAK’ın büyük bir atılım içerisinde olduğunu ifade eden TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak
ise, “1992 senesinde ABD’ye gittim ve yaklaşık 20 yıl ABD’de kaldım. 20 yıldır ABD aşağı yukarı aynı kaldı. Hayat
aynı hayattı. Bu süre zarfında Türkiye, en az bir-iki, belki de üç gömlek değiştirdi. Bu sadece bir alanda değil pek çok
alanda kendini gösterdi. Bunlardan birisi de bilim ve teknoloji alanıdır” dedi.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu /
Ağustos 2012
5
1,2,3,4,5,6 8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,...56