TÜBİTAK SAGE ve UZAY’dan Üç Stratejik Tesis

-A +A

TÜBİTAK UZAY Optik Sistemler Araştırma ve Uygulama Laboratuvarı (OPMER) Temel Atma ile TÜBİTAK SAGE İleri Birleştirme Teknolojileri, Mobil Uçuş Test Altyapısı (MUTA) ve Uzaktan Test İzleme Altyapısı Açılışı törenleri gerçekleştirildi. Törenlere Bilim, Sanayi Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. A. Arif Ergin ve davetliler katıldı.

Törende konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık,  TÜBİTAK SAGE yerleşkesinde kurulan, ileri birleştirme teknolojileri bünyesinde katmanlı imalat, delik delme, ısıl işlem, 3 boyutlu lazer kesme, lazer kaynak, kaplama ve lehimleme gibi kritik çalışmaların yapılacağını aktararak, böylece yüksek basınçlı kaplar ile füzelerin yakıt tanklarının hızlı, kaliteli ve yerli üretebileceğini, füze gövdelerinin ve yüksek mukavemetli çeliklerin de tek seferde ve yüksek kalitede kaynaklanabileceğini söyledi.

Işık, Mobil Uçuş Test Altyapısı'yla ise iki temel fonksiyonun icra edileceğine dikkati çekerek, "Birincisi, telemetri sistemi sayesinde uçmakta olan mühimmattan gerçek zamanlı veriler toplayacak ve bu veriler, mühimmatın tasarımının geliştirilmesinde kullanılacak. Bu altyapının ikinci fonksiyonu olan uçuş sonlandırma sistemi de yörüngeden çıkan mühimmatın uçuşunu çevreye zarar vermeyecek şekilde sonlandıracak. Bu projenin devamında yapacağımız yatırımlarla, 'Uzun Menzilli Füze' ve 'Çoklu Hedef Takibi' ihtiyaçlarına cevap verecek milli mühimmatların, ilk uçuş aşamasından son ürüne kadar, tüm testleri yerli imkânlarla Türkiye'de yapılacak" diye konuştu.

"Artık kaderimizi, başka ülkelerin eline bırakmıyoruz"

Temeli atılacak TÜBİTAK Uzay Optik Sistemler Merkezi hakkında da bilgi veren Işık, optik sistemlerin enerji, savunma, uzay, medikal gibi yüksek katma değerli alanlarda ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Türkiye'nin bu alanlarda altyapı ve kalifiye insan kaynağı açısından kısıtlı olduğuna değinen Işık, şu an ülkede geliştirilen görüntüleme sistemlerinde kullanılan mercek, prizma ve aynaların tamamına yakınının ithal edildiğini kaydetti. Bu ürünlerin temininde zaman zaman sıkıntı yaşanabildiğini de dile getiren Işık, "Birkaç gün önce, insansız hava aracımız Bayraktar'a yerleştirilmiş Roketsan'a ait füzeler, 8 kilometre mesafedeki hedefi yüzde 100 isabetle vurdu. Eskiden, tahrip gücü olanları bir yana bırakın, gözlem amaçlı İHA'ları bile, Türkiye'ye satmak istemiyorlardı. Biz ne yaptık? Önce insanız hava araçlarımızı geliştirdik, şimdi de İHA'mıza füze ateşleyebilme yeteneği kazandırdık. Artık kaderimizi, başka ülkelerin eline bırakmıyoruz. Optik Sistemler Merkezi ile optik bileşenler hususunda bilgi birikimi oluşturmayı, altyapı ve iş gücünü millileştirmeyi hedefliyoruz. Böylece milli projelerimizde kullandığımız optik ürünleri yerli imkanlarla geliştireceğiz, katma değeri çok yüksek olan optik ürünlerde, Türk sanayisinin atılım yapmasını sağlayacağız" ifadesini kullandı.

Optik, uzay, havacılık, biyoteknoloji, ilaç, ileri malzeme, nanoteknoloji gibi alanları çok önemsediklerinin altını çizen Fikri Işık, bu alanlarda ülkeye yüksek teknolojili ürünler kazandırmak için ürün bazında çalışmalar yapacaklarını ve reel sektörün bu kritik teknolojilerde Ar-Ge ve üretim becerisi kazanmasına yoğunlaşacaklarını söyledi.

"Savunma sanayimiz milli bir yapıya dönüştü"

Türkiye'nin son 14 yılda geçirdiği değişime dikkati çeken Işık, her alanda çok büyük değişim ve gelişimlere imza atıldığını belirtti. Işık, 2002'de, yüzde 80 oranında dışa bağımlı, uluslararası silah şirketlerin tekelinde bir savunma sanayisi varken, bugün savunma ihtiyacının yüzde 60'ının yerli üretimle karşılandığını bildirdi. Savunma sanayisinde yapılan çalışmaların faydalarına işaret eden Işık, ordu ve güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarının yerli üretimle karşılanmasıyla ithalatın azaldığını belirtti. Dış alımların bütçe üzerinde oluşturduğu yükün, yerli projeler sayesinde kademeli olarak azaldığını anlatan Işık, milli teknolojilerin kullanılmasının ordunun caydırıcı gücünü artırdığını vurguladı.

Bakan Işık, dünyanın en büyük 100 savunma sanayi firması arasında iki Türk firmasının bulunduğuna dikkati çekerek, "Bugün savunma sanayimiz, binden fazla şirketimizin, KOBİ'lerimizin, araştırma kuruluşlarımızın ve üniversitelerimizin katılımıyla milli bir yapıya dönüşmüş vaziyettedir. 2002-2015 yılları arasında kıyaslama yapılırsa, yürütülen proje sayısı 66'dan 416'ya, yönetilen projelerin toplam bedeli 5 milyar dolardan 31 milyar dolara, savunma sanayi sektör cirosu 1 milyar dolardan 5 milyar dolara, savunma ve havacılık i̇hracatı 250 milyon dolardan 1,6 milyar dolara yükseldi. Şu an savunma sanayimiz, yıllık 1 milyar dolar civarında Ar-Ge harcaması yapıyor, bu da toplam Ar-Ge harcamamızın yüzde 15'ine tekabül ediyor" şeklinde konuştu.

Nesnelerin interneti konusuna dikkati çeken Işık, kurumların arasındaki konuşmaların artırılması gerektiğine işaret etti. Güvenlik teknolojilerinde çok ciddi çalışmalar yürüttüklerine değinen Işık, projelerde sürelerin kısaltılması gerektiğini vurguladı.

İsmet Yılmaz: “Uzayı da Boş Bırakmayacağız”

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, savunma sanayisine yönelik çalışmalara ilişkin, "Milli seferberlik içerisinde karada, denizde, havada olacağız ama uzayı da boş bırakmayacağız" dedi.

Yılmaz, TÜBİTAK Uzay Optik Sistemler Araştırma ve Uygulama Laboratuvarı (OPMER) temel atma ile TÜBİTAK SAGE-İleri Birleştirme Teknolojileri, Mobil Uçuş Test Altyapısı açılış töreninde yaptığı konuşmada, TÜBİTAK SAGE'den memnun olduklarını sadece SOM Füzesinin üretilmesinin bile bu memnuniyet için geçerli bir neden oluşturduğunu söyledi.

En önemli kamu hizmetinin güvenlik olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Eğer güvenliği sağlayamazsanız sağlık hizmetini veremezsiniz, eğitim hakkını-hürriyetini sağlayamazsınız, ifade hürriyetini tesis edemezsiniz, inanç hürriyetini sağlayamazsınız. Her kamu hizmetinin başında güvenlik hizmeti geliyor. Özgürlüklerimizi hakkıyla kullanabilmek için güvenliğe ihtiyacımız var." diye konuştu.

TÜBİTAK'ın güvenlik hizmetlerinin en üst seviyeye çıkartılması için gece-gündüz çalıştığını dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:

"Milli seferberlik içerisinde karada, denizde, havada olacağız ama uzayı da boş bırakmayacağız. Göktürk-2 Uydusu'nu gönderdik. Göktürk-1'in, TAI'de testleri sürüyor. Bundan sonra hem iletişimde hem istihbarat amaçlı uydularda hem TÜBİTAK Uzay hem TAI kullanılacak. birlikte ayrısı gayrısı olmadan bir çalışma yapacaklar. Kurumlarımıza, şirketlerimize, Türkiye'nin geleceğine güveniyoruz. Çünkü biz insanımıza güveniyoruz."

Türkiye'nin dışa bağımlılığının her geçen gün azaltıldığını vurgulayan Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu yolda gidersek 2023'te Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birini yapma hedefimiz var. Bunun için 500 milyar dolarlık bir ihracatı yakalamamız lazım. Hiç kolay değil ama inanırsak başarırız. Yüksek katma değerli ürünleri, bilgiye dayalı ürünleri üretip ihraç edersek, mesela 1,5 dolarlık bir kilogram ihracat yerine ATAK Helikopteri'ni ihraç edersek 5 bin dolar, Göktürk-2 Uydusu gibi bir uyduyu yapıp ihraç edersek kilogramı 200 bin dolar, galyum nitrat bazlı çip üretirsek belki kilogramı 10 bin dolar... Böyle yüksek katma değerli ürünleri üretip ihraç edersek hiç şüpheniz olmasın ki o 500 milyar dolarlık ihracat ve Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olması hedefini yakalarız.

Türkiye artık kendi helikopterini, eğitim uçağını, insansız hava araçlarını yapıyor. Türkiye'nin neye ihtiyacı varsa yaparız. İstedikleri ne? Biraz süre istiyorlar. Çünkü savunma sanayisi ürünlerini ne kadar çalışırsanız çalışın bugünden yarına bir ürün elde edebilmek mümkün değil. Belli bir süre gerekiyor, 3 yıl, 5 yıl, 10 yıl. Bazıları bizim için geç olsa bile evlatlarımız ve çocuklarımız için çok çok erken olacaktır. O bakımdan durmak yok, çalışacağız, daha çok çalışacağız. Daha önce kaybettiğimiz zamanların telafisi için çalışacağız."

- Laboratuvarda yürütülecek çalışmalar

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Arif Ergin de kurum olarak ülkeye teknolojik üstünlük kazandıracak platform ve sistemlerin yurt içinde geliştirilmesine yönelik projeleri hayata geçirmenin mutluluğu içerisinde olduklarını söyledi.

Türkiye’nin hedeflerini tutturabilmesi için teknoloji kazanımı çalışmalarına sistematik bir boyut kazandırarak, biyoteknoloji dâhil yaşam bilimleri, malzeme, havacılık ve uzay, bilgi ve iletişim, savunma teknolojileri ile nanoteknoloji alanlarında ihtiyaç duyduğumuz teknoloji tabanına ulaşmak zorunda olduğunu vurgulayan Ergin, ürün odaklı bir teknoloji yönetim anlayışını benimsenmesi ve bu doğrultuda çalışmalar yürütülmesi gerektiğini ifade etti.

TÜBİTAK UZAY bünyesinde yerli Ar-Ge’den yerli üretime geçiş için gerekli çalışmaların gerçekleştirileceği ve sektöre katkı sağlayacak kalifiyede bir Optik Sistemler Araştırma ve Uygulama Laboratuvarı kurulacağını belirten Ergin, laboratuvar bünyesinde uydu, astronomi ve kritik savunma sistemlerinde ihtiyaç duyulan büyük çaplı optik bileşenlerin yapısal şekillendirme, optik özellik kazandırma, yüzey işleme, fonksiyonel kaplama, test, analiz ve sistem entegrasyonlarının yapılması üzerine çalışmalar yapılacağını bildirdi.

Ergin, TÜBİTAK UZAY Optik Sistemler Araştırma ve Uygulama Laboratuvarı’nın tamamlanmasıyla birlikte planlanan yüksek çözünürlüklü uydu kamerası, yerli astronomik teleskop sistemlerinin, yüksek güçlü lazer optiklerinin ve hava ikaz sistemi optiği geliştirilmesi projelerinde önemli mesafeler kat edileceğini belirtti.

Konuşmaların ardından, Bakan Işık ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir butona basarak, laboratuvarın temelini attılar.

TÜBİTAK SAGE İKİ TESİS DAHA

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. A. Arif Ergin ve beraberindekiler daha sonra TÜBİTAK SAGE İleri Birleştirme Teknolojileri, Mobil Uçuş Test Altyapısı (MUTA) ve Uzaktan Test İzleme Altyapısı açılışını gerçekleştirdi. 

03.05.2016