TÜBİTAK Bülten / Sayı 166 - Ekim 2015 - page 21

21
TÜBİTAK
T ü r k i y e B i l i m s e l v e T e k n o l o j i k A r a ş t ı r m a K u r u m u
tasviri kuantum alan teorisi kapsamında bir bütün olarak
ele alınmıştır. Bugün Standart Model olarak bilinen bu alan
teorisi, son olarak öngördüğü Higgs parçacığının keşfi ile
tam bir zafere ulaşmıştır. Diğer yandan kuantum mekaniği
ile genel rölativite teorisini bütünleştirme çabaları sonuçsuz
kalmış ve gravitasyonun konvansiyonel kuantum tasvire
uymadığı ortaya çıkmıştır. Açılım, yeni bütünlük kavramları
içeren ve doğayı tek bir dille tasvir etmeyi amaçlayan sicim
teorisi çerçevesinde gerçekleşmiştir. Buradaki gelişmeleri
en basit deyişle özetlersek, sicim teorisi doğanın temel ve
tam kuantum tasviri için bir ‘şantiye’ ortaya koymuş ve bu
şantiyede kara deliklere klasik/kuantum geçitlerin ‘köprüle-
ri’ rolünü vermiştir.
Kara delikler kesin matematiksel çözümleridir. Bu durum,
makroskopik nesnenin kesin matematiksel tasvire “müsa-
ade” ettiği ve fizik tarihinde çok ender olarak rastlanan bir
durumdur. Bu nedenle kara deliklerin sicim teorisi ve tüm
diğer çağdaş fizik teorilerinin yapısını, onların dinamiğini
ve yeni öngörülerini anlamak için “rehber-laboratuvar” rolü
vardır. Bugün kara delikler bilimi “canlı” bir bilimdir ve bu
canlılık doğa bilimine ilgi gösteren herkesi heyecanlandır-
maya devam etmektedir. Bunun içindir ki kara delikler yük-
sek enerji fiziğinden kozmik patlamalara, enformasyon teo-
rilerinden kuantum evrene, doğanın temel tasvirine yönelik
tüm fikirlerin ve düşüncelerin ayrılmaz-kopmaz bir parçası
haline gelmiştir.”
“1961 yılı, Rus Astronot Yuri Gagarin’in Uzaya Çıkan İlk
İnsan Olmasıyla Heyecan Dolu Bir Yıldı”
Prof. Aliev, bilime ilgisinin başlamasını şu sözlerle anlatı-
yor: “Benim ilkokula başladığım 1961 yılı, Rus Astronot Yuri
Gagarin’in uzaya çıkan ilk insan olması ve Sovyet biliminin
başarılarının sembolüne dönüşmesiyle oldukça heyecan
dolu bir yıldı. Bu heyecan sonraki yıllarda da hep artarak de-
vam etmekteydi. Her tarafta uzay araştırmaları konuşuluyor,
ülkenin bilimsel başarıları ve kalkınması için fizik ve mate-
matiğin önemi özellikle vurgulanıyordu. Okul öğretmenle-
rimiz de bizlere ünlü filozof ve şairimiz Nizami Gencevi’nin
“Kuvvet ilimdedir, başka türlü kimse kimseye üstünlük sağ-
layamaz” sözünü hatırlatıyorlardı. Bu gelişmeler, benim şiir
ve edebiyata heveskar yapımda derin bir fizik ve matematik
tutkusu uyandırmıştı. O yıllarda yapılan okullar arası bütün
fizik ve matematik yarışmalarında hep ön sıralarda yer al-
mam bu tutkuyu daha da kuvvetlendirmişti.
“TÜBİTAK’a Gönül Bağı ile Bağlıyım. BilimÖdülü’ne Layık
Görülen Çalışmalarım TÜBİTAK-Temel Bilimler Araştırma
Enstitüsü’nde Yapılmıştır”
Prof. Aliev, TÜBİTAK BilimÖdülü’nü kazanmanın kendisine
hissettirdiklerini şu sözlerle açıklıyor:
“Bilim insanları hiçbir zaman ödül bekleyerek çalışmazlar.
Gönül verdikleri düşünceleri geliştirmek ve temel gerçekleri
idrak etmek için çalışırlar. Ben inanıyorum ki yazmış olduğu
her yeni eserini tekrar okumak, beyninde tekrar canlandır-
mak, her şeyin yeniden başlamak üzere bittiğini anlamak,
düşünme/üretme duygusunun güzelliğine kapılmak, yüz-
yıllar boyunca doğanın temel işleyişi hakkında düşünen
insanların safında kendini hissetmek, bir bilim insanının ha-
yatı ve sevincidir.
Öte yandan, bir gün BilimÖdülü’ne layık görüldüklerinde,
bilim insanları oldukça duygulanırlar. Ben de hiç kuşkusuz
çok duygulandım. Yıllar önce, hayatımın en zor döneminde
beni bağrına basan, Türkiye Cumhuriyeti’nin gözde kurumu,
hepimizin gurur kaynağı TÜBİTAK, kara delikler üzerine yap-
tığım bilimsel çalışmalarımın değerini fark etmiş ve beni TÜ-
BİTAK Bilim Ödülü’ne layık görmüştü. Bu durum karşısında
duygulanmamak elimde değildi. İçimi TÜBİTAK Bilim Kuru-
lu’nun Sayın Başkanına ve Sayın Üyelerine sonsuz teşekkür
duygusu sarmıştı.”
Prof. Dr. Alikram Nuhbalaoğlu Aliev ile yaptığımız röpor-
tajın tamamını
adresinde bulabilirsi-
niz.
TÜBİTAK-Temel Bilimler Araştırma Enstitüsü (2005)
1...,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20 22,23,24,25,26,27,28,29,30,31,...40
Powered by FlippingBook