Dünyaca Ünlü Gen Bilimci Mary-Claire King Türkiye’de

-A +A

Meme ve yumurtalık kanserine yol açan BRCA1 genini bularak, kanser tedavisinde çığır açan Amerika İnsan Genetiği Topluluğu Başkanı Prof. Mary-Claire King, çeşitli panellere katılmak üzere Türkiye’ye geldi.

Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi ve Fransız Bilim Akademisi üyesi olan, 16 farklı üniversiteden fahri doktorası bulunan ve gen alanında yaptığı çalışmalarla kanser tedavisinde çığır açan Amerikan gen bilimci Prof. Mary-Claire King, çeşitli paneller ve konferanslar için geldiği Ankara’da TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak’la görüştü. Görüşme sonrası yaptığı çalışmalar ve kanser hakkında açıklamalarda bulunan Mary-Claire King, kanserle çocuk yaşta çok yakın arkadaşı Debbie’yi kanserden kaybetmesiyle tanıştığını söyledi. King, arkadaşını kaybettiğinde 15 yaşında olduğunu, kanser hakkında bir şey bilmediğini ve arkadaşının hayatını kaybetmesiyle çaresizlik ve kızgınlık hissettiğini ama şimdi arkadaşını öldüren tümörün tedavisini biliyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirtti.

Mary-Claire King: “Türkiye’nin Aile Yapısı Genlerin İncelenmesi İçin Çok Elverişli”

Türkiye’nin insan genetiğinin incelenmesinde büyük bir veri kaynağı sağladığını ifade eden Mary-Claire King, “Kalıtımsal mutasyonlardan, genlerden kaynaklanan birçok hastalık var. Bunları bulursak hastalıkları da çözebileceğiz. Doğuştan gelen hastalıkları anlamamızda akraba evlilikleri oldukça önemli, dünyanın birçok ülkesindeki ailelere baktığımızda geçmişlerinin olmadığını, dağıldıklarını, küçüldüklerini görüyoruz. Ancak Türkiye’dekiler öyle değil. Çok büyük aileler var. Bazı bölgelerde akraba evlilikleri hala devam ediyor. Genetik olarak muazzam bir kaynak. Hastalıkların kaynağını tanımamızda bize ışık olacak. Biz de bununla ilgili Türkiye’de çalışmalar yapıyoruz” dedi.

İşitme kaybından sorumlu genlerin Türkiye’de tanımlandığına dikkat çeken King, bu kararı almalarında sadece Türkiye’deki insan zenginliğini değil, tıbbi ve bilimsel alanda özverili çalışmalarının da rol oynadığını söyledi.

Mary-Claire King: “Göğüs Kanseri Tamamen Genetik Konu Değil, Aynı Zamanda Kültürel Bir Konu”

Göğüs kanserlerinin sadece genetik nedenlerle olmadığını, kültürel yapının da kanserde etkili olduğunu belirten Mary-Claire King “Bu kanser, kadınlarda çok yaygın görülen olağan dışı bir hastalık. Gördüğümüz çoğu vakada göğüs kanserine yakalanan kızların çoğunun iyi eğitimli ve iyi beslenmiş, erken yaşta menstruasyon görmeye başlayan kızlar olduklarını görüyoruz. Ve tabii ki eğitim gibi nedenlerle bu kızlar daha geç yaşlarda bebek sahibi oluyorlar. Bu da demek ki, menstruasyon yani östrojen salgılanmaya başladıktan sonra çocuk sahibi olmak için geçen süre 200 yıl öncesine göre çok daha uzun. Bu yüzden buna tamamen genetik diyemeyiz, bu kültürel bir konu. Göğüs kanserine yakalanan kadınlar bir şeyleri yanlış yaptıkları için bu kansere yakalanmıyorlar, göğüs kanseri bir başarının sonucu, östrojen üretmedeki başarımızın bir sonucu, ve erken safhada tespit edilen bir göğüs kanseri vakasında sağ kalma olasılığı çok yüksek, diğer türlüsünde ise değil. Ama modern teknoloji sayesinde yüksek risk faktörü taşıyan bireylerde erken teşhisin önümüzdeki yıllar içinde çok daha erken olabileceği öngörüsünde bulunabiliriz” dedi.

Meme ve yumurtalık kanserine yol açan BRCA1 genini bularak tedavide cerrahi müdahale etme imkanı bulduklarını vurgulayan Claire King, “Biz Kuzey Amerika ve Avrupa’da bir kadında BRCA1 veya BRCA2 mutasyonu varsa çocuk yapma zamanı bittiğinde ya da çocuk yapmaktan vazgeçtiğinde (38-39 yaşlarında) yumurtalıkların ve rahim kanallarının alınmasını tavsiye ediyoruz. Bunun iki nedeni var, rahim ve meme kanseri riskini  ve östrojen seviyesinin azaltılması. Ama tabii ki genç kadınlar östrojen almaya devam edecekler,  ama bu alınan doz vücudun salgıladığından çok  daha az olacak. Bu da meme ve yumurtalık kanseri riskini azaltacak. Ama BRCA1 ve BRCA2 mutasyonu nedeniyle yüksek risk faktörüne sahipse biz cerrahi müdahaleyi tavsiye ediyoruz” dedi.

Mary-Claire King: “ Sigara ve Alkolü Az Tükettiğinizden Sağlıklı Bir Hayat Yaşıyorsunuz”

Sağlıklı yaşamak adına hayatı boyunca hiç sigara içmediğine değinen Mary-Claire King, “Türkiye’de de sigara içen birey sayısı oldukça azalmış durumda. Bu kanser riskini önemli ölçüde azaltır. Türkiye’de birşey daha fark ettim, obezite Amerika’ya göre çok daha az. Buradaki insanlar oldukça iyi besleniyor, çok yemiyor ve egzersiz yapıyor. Egzersiz yapma ve sağlıklı beslenme kombinasyonu kanserden korunmaya çok yardımcı oluyor. Ayrıca buradaki çoğu insan alkol tüketmiyor. Sonuç olarak oldukça sağlıklı bir hayat süren topluluk var burada” dedi.

Mary-Claire King: “Filmi Hala Görmüş Değilim”

Çalışmalarını konu alan Hollywood filminin kendisinden izin almadan bilgisi dışında çekildiğini söyleyen King, kendisini Helen Hunt’un canlandırdığını ve trailerda gördüğü kadarıyla iyi bir film olduğunu söyleyerek sözlerini tamamladı.

25.03.2013