Türkiye’de İlk Klon Canlı Üretimi

-A +A

İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde TÜBİTAK desteğiyle Türkiye'nin ilk klonlaması yapıldı.

İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dölerme ve Suni Tohumlama Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Birler başkanlığındaki ekip Türkiye’nin ilk klonlamasını yaptı. Birler, klonlama yönteminin hayvancılık ve insan sağlığını ilgilendiren çok önemli yeni gelişmelere yol açabileceğini ifade ederek, başkanlığındaki ekibin uzun bir süre bu proje üzerinde çalıştığını söyledi.

TÜBİTAK ve Devlet Planlama Teşkilatı destekli projeler kapsamında sürdürdükleri çalışmalar sonucunda 69 "klon embriyo" elde ettiklerini ve bunları 8 taşıyıcı koyuna transfer ettiklerini belirten Birler, "Transferden 18 gün sonra yaptığımız test sonucu 5 koyunun gebe kaldığını öğrendik. Ancak gebeliğin 40. gününde gerçekleştirdiğimiz ultrason incelemesinde 3 koyunun gebeliğinin sona erdiğini gördük. Sadece iki koyunumuzda gebelik devam etti ve bu koyunlar birer sağlıklı yavru dünyaya getirdiler" diye konuştu.

Klon kuzuların sorunsuz bir şekilde doğduğunu belirten Birler, “Birbiri ile aynı genetik yapıya sahip olan bu klon kuzularımızdan ilk doğan ve “Oyalı” adı verdiğimiz klon kuzumuz 4.5 yıl, ikinci doğan ve “Zarife” adını verdiğimiz kuzumuz ise 1.5 yıl yaşadı. Kuzuların ölüm nedeni ise bir akciğer hastalığıydı yani klonlamayla ilgisi yoktu” dedi.

Dünyada klonlama yöntemi ile doğan hayvanlarda yaşama gücünün az olduğunu, hatta bazı yavruların doğumdan hemen sonra hayatını kaybettiğini dile getiren Birler, “Klonlanan ilk canlı olan Dolly yaklaşık 7 yıl yaşadı. Türkiye'nin ilk klon kuzusu olan Oyalı’nın daha uzun süre yaşamasını umuyorduk ancak hem ölüm sebebinin klonlama ile ilgili olmaması, hem de dünyada klonlanmış diğer canlılara göre uzun süre yaşamış olması, ilerisi için umut verici” dedi.

Birler, yöntemi uygularken asıl amaçlarının sonraki çalışmalar için uygun bir ortam oluşturmak olduğunu belirtti: "Klonlama gerek hayvancılık, gerekse medikal alanda önemli amaçlar için kullanılabilecek bir teknoloji. Bizim klonlamayı öncelikli olarak kullanmak istediğimiz alan 'transgenik koyun üretimi' oldu. Transgenik koyun üretimiyle, koyunların sütünden insan hastalıklarının tedavisinde kullanılacak, sentetik olarak üretilemeyen biyofarmasötikleri, yani ilaç veya ilaç benzeri maddeleri daha az maliyetli ve insan organizmasına daha uygun formda üretmeyi hedefliyoruz. Örneğin hemofili hastaları için gerekli pıhtılaşma faktörlerini, anemide kullanılan eritropoietin’i sütten elde etmek mümkün. Yani bir biyofabrika olarak koyunlardan yararlanmamız söz konusu."

Klonlamanın bir başlangıç olduğunu vurgulayan Birler, “Klonlama teknolojisinin ülkemize kazandırılması amacıyla başlattığımız bu çalışma ile önemli bir alanın kapılarını araladık. Daha sonra gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ile ülkemizin ilk transgenik tavşanları ve ilk transgenik kuzusu Çimen’i de üretmeyi başardık. Böylece, TÜBİTAK “Vizyon 2023” Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları 2003-2023 Strateji Belgesi’nde stratejik amaç olarak belirtilen “transgen teknolojisi ile ilaç üretimi” çerçevesinde, ülkemiz ilaç sanayii için de bir ilk olacak ve ülkemize ciddi bir katma değer kazandıracak olan, transgenik hayvan sütünden değerli ilaçların üretimi için yapılan bilimsel çalışmalarda son aşamaya geldik.” diye sözlerini tamamladı.

 

02.07.2014 Başarı Hikayeleri, Akademik Başarı Hikayeleri