TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 2018-2019 Akademik Yılı Açılış Törenine Katıldı

-A +A

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin 2018-2019 akademik yılı açılışı TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın “Bilim, Teknoloji ve Yenilik Ekosisteminde Durum Değerlendirmesi ve Yeni TÜBİTAK Yaklaşımı” konulu dersiyle başladı. Prof. Dr. Hasan Mandal, konuşmasında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde açılış dersi vermekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bilim merkezi, teknoloji üssü ve ileri sanayi ülkesi Türkiye hedefi için üniversitelerimizin önemine vurgu yaptı.

“Bilim olmadan teknoloji, teknoloji olmadan sanayi olmaz”

Açılış dersine Türkiye’nin dünya çapındaki konumu ile ilgili durum analizi yaparak başlayan Prof. Dr. Mandal, dünyada bir yandan temel bilgi üretiminin hızla devam ettiğini, bir yandan da bu bilgilerin pratik sonuçlarının muazzam  teknolojik ve endüstriyel gelişmelere yol açtığına değinerek, yüksek teknoloji alanında üretim yapabilmek için öncelikle temel bilimlerde yoğun araştırmalar yapılması ve bilgi üretilmesi gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBİTAK olarak da temel bilim alanlarının ileri konularında öncü araştırmalar yapmayı, bu araştırmaları disiplinler arası alanlara yaymayı, bilime uluslararası düzeyde önemli katkılar sağlamayı hedeflediklerini dile getirdi.

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, ülkemizin cari açık sorununu kalıcı biçimde çözebilmesinin yolunun, sanayimizin yüksek teknoloji ürünleri üretip pazara ulaştırmasından, fayda ve değere dönüştürebilmesinden geçtiğini ifade etti.  Kapasitenin oluşturulması için de Ar-Ge çalışmalarının sürekliliği ve kurumsallığının birincil derecede etkili olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hasan Mandal, “TÜBİTAK olarak uzun yıllardır misyonumuz; doğası gereği içerdiği teknik belirsizlikten ötürü çok riskli bir alan olan Ar-Ge çalışmalarını destekleyerek, araştırmacılarımızın ve özel sektörümüzün Ar-Ge’ye artan miktar ve oranlarda kaynak ayırmasını teşvik etmektir. Nihai hedefimiz ise hiç kuşkusuz ülkemizde üretilen rekabetçi ürün ve teknolojilerin sağlayacağı yüksek katma değer ile toplumsal refahımızın daha üst seviyelere çıkarılmasına katkı sağlamak.” dedi.

Prof. Dr. Mandal, Türkiye’nin bilim, teknoloji ve yenilik alanında hedeflere ulaşma konusunda bir ivme yakaladığını ve Ar-Ge faaliyetlerinde atağa geçtiğini söyledi. Bilimsel yayın ve patent başvurularında Türkiye’nin hızlı bir yükselişe geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Hasan Mandal, öğretim üyelerine projelerinde destek olabilmek için TÜBİTAK’ın yeni programlar ürettiğini sözlerine ekleyerek, programlar hakkında bilgiler verdi.

Bugün itibariyle TÜBİTAK desteklerinin etkisine bakıldığında, kapasite oluşturma anlamında önemli bir mesafe alındığını ifade eden Prof. Dr. Mandal, oluşan bu kapasitenin etkin ve verimli kullanımı, yenilikçi ve katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi, üretilip müşteri ile buluşturulması aşamalarında eksiklikler olduğunu da sözlerine ekledi. Özellikle yüksek teknolojide beklediğimiz sonuca henüz ulaşamadığımıza dikkat çeken Prof. Dr. Mandal, ülkemizin öncelikli makro hedeflerine ulaşabilmek için tasarlanan ve bu yılın ikinci yarısında başlatılan yüksek teknoloji platformları programlarına vurgu yaptı. Bu programlar vasıtası ile yeni dönemde TÜBİTAK desteklerine, çıktı ve başarı odaklı, üniversite-sanayi işbirliğine önem veren, yüksek teknoloji ve yüksek katma değeri hedefleyen bir ivme kazandırıldığını ifade eden Prof. Dr. Hasan Mandal, “Önümüzde çok az bir sürenin kaldığı 2023 hedeflerimize ulaşma yönünde bu çabamızın ne kadar gerekli olduğunun altını çizmek isterim.  Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri yapan kurum ve kuruluşlarımızın kendi bünyelerinde sahip olduğu bilgi birikimi ve teknolojik yetkinliklerin işbirliği oluşumlarıyla ve yenilikçi ürün hedefleriyle en hızlı biçimde ulusal ölçekte faydaya dönüştürülmesi, yani ekonomiye yüksek katma değer olarak dönmesi gerekmektedir.” dedi.

Prof. Dr. Hasan Mandal, “2018 yılı ötesinde temel stratejimizi araştırma, teknoloji geliştirme ve yenilik ekosisteminde ulusal hedeflere odaklanmış, nitelikli bilgi ve nitelikli insan üzerine kurguladık. Ulusal yenilik ekosistemimizde girdi odaklı bir sistemden çıktı odaklı sisteme geçiş yapmayı hedefledik. Yeni dönemde, etki potansiyeli yüksek, büyük bütçeli Ar-Ge konsorsiyum projelerini teknoloji hazırlık düzeyleri odaklı ara çıktılar üzerinden kontrol noktaları oluşturarak aşamalı olarak destekleyeceğiz. Gelecek dönem stratejimizin iki ana unsuru var. Teknoloji hazırlık seviyesi 3 ile 6 arası olan süreçlerde araştırma altyapılarını merkezde görmek istediğimiz işbirliği ağlarını hedefliyoruz. Bu kapsamda, TÜBİTAK 1004 Mükemmeliyet Merkezleri Programı kapsamındaki "Teknoloji Platformları” çağrısını açtık. Bu destek, üniversitelerimiz ve araştırma altyapılarımızın, kritik teknoloji alanlarında geliştirdikleri teknolojilerin özel sektöre etkin bir biçimde aktarılmasına izin verecek şekilde ihtisaslaşmalarını sağlayacak.” dedi.

Prof. Dr. Mandal, teknoloji hazırlık seviyesinde 6 ile 9 arasındaki olan süreçte ise daha fazla firmaların etrafında oluşan Sanayi Yenilik Ağlarını görmek istediklerini ifade ederek “KOBİlerin, büyük şirketlerin, fon sağlayıcıların, üniversitelerin ve düzenleyici kurum olarak kamunun oluşturacağı “yenilik işbirliği ağları”, hedefleyecekleri ürün ya da ürün grubunun geliştirilmesi için yol haritası belirleyebilmeli, biz de TÜBİTAK olarak bu yol haritaları ışığında çağrılar açıp göreceli olarak kıt kaynaklarımızı belirlenmiş tematik hedeflere odaklayarak verimli ve etkin kullanabilmeliyiz. Bu anlayışla TÜBİTAK Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması (SAYEM) çağrısını açtık.” dedi. Prof Dr.Mandal, her iki yaklaşımda da oluşacak işbirliği yapılarının Teknoloji Platformları olarak değerlendirildiğini ifade ederek odak sektörlerde yüksek katma değerli ürünlerin oluşmasına zemin hazırlayacak ve birbirlerini bütünleyen yapılar olarak gördüklerini belirtti.

Prof Dr.Mandal, nitelikli insan kaynağı olmadan, hibe destekler ve yatırım destekleriyle hedeflenen teknolojik dönüşümün sağlanması ve değer zincirinde istenilen seviyelere ulaşılmasının güç olduğu ve bu amaçla iki yeni destek programı başlattıklarını ifade etti. Prof. Dr. Hasan Mandal, ülkemizin öncelikli alanlarında sanayide ihtiyaç duyulan doktora derecesine sahip nitelikli insan kaynağının üniversite-sanayi işbirliği ile yetiştirilmesine yönelik açılan “Sanayi Doktora Programı” hakkında da bilgiler vererek, “Bu program ile, hibe destekler ve yatırım destekleriyle hedeflenen teknolojik dönüşümün sağlanması ve değer zincirinde istenilen seviyelere ulaşılması için kritik öneme haiz insan kaynağının nicelik ve nitelik olarak iyileştirilmesi sağlanacaktır. Bunu yaparken firmaların ihtiyaçları merkeze alınacaktır. Firmalar ile işbirliği içinde hedeflenen alanlarda yetkin insan kaynağı kitlelerinin oluşturulması imkan oluşturulacaktır. Program kapsamında özel sektörde daha fazla araştırmacı istihdam edilmesini teşvik etmek amacıyla özel sektöre yönelik istihdam desteği de verilmektedir. ” dedi.

Prof.Dr. Mandal: “Ülkemiz açısından stratejik değer taşıyan alanlarda yürütülecek makro projelere katkı sağlamak üzere alanlarında yaptıkları üst seviye bilimsel çalışmalar ile temayüz etmiş ve/veya yurt dışında araştırma deneyimine sahip başta Türk bilim insanları olmak üzere nitelikli araştırmacıların yurtdışından Türkiye’ye gelmelerini teşvik edeceğiz.” Bu amaçla yakın dönemde  Uluslararası Lider Araştırmacılar Programının başlatılacağını aktardı.

 

Rektör Prof. Dr. Yücel Acer, konuşmasında her alanda olduğu gibi, yükseköğretim alanında ve üniversite kavramında da önemli değişimler ve gelişimler yaşandığını, artık toplum ve iş dünyası ile daha sıkı iş birliği kuran üçüncü nesil üniversite kavramından bahsedildiğini vurgulayarak şunları aktardı: “Toplumumuzun, üniversiteli genci ile üniversitelerine daha fazla odaklanması, ülkemizin de özellikle bilim ve teknoloji alanında hızlanması gerektiğinin farkındayız. Bütün bunlar, üniversitelerimize düşen görevin, üniversitelerimizin yürütmesi gereken işlerin önemini daha da artırmaktadır. Sadece bilim üreten değil, üretilen bilimsel birikimin teknolojiye ve teknolojik ürünlere dönüşmesine de katkı sağlayan kurumlar olmak durumundayız.”

 

Tören, 2017-2018 yılında başarı gösteren akademisyenlere ve öğrencilere ödülleri takdim edilerek sona erdi.

24.10.2018