TÜBİTAK Başkanı İskenderun’da Dekanlar Konseyi Toplantısına Katıldı

-A +A

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, İskenderun Teknik Üniversitesi’nde (İSTE) toplanan 36. Mühendislik Dekanları Konseyi (MDK) Toplantısında, “Bilim, Teknoloji ve Yenilik Ekosisteminde Durum Değerlendirmesi ve TÜBİTAK Odaklı Yeni Süreçler” konulu sunum yaptı.

İSTE Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesinde gerçekleşen dekanlar zirvesinde, İSTE’de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Prof. Dr. Mandal, TÜBİTAK’ın halihazırda desteklediği bilimsel projeler ve Türkiye’deki proje üretiminin durumu hakkında bilgiler verdi.

Yeni nesil üniversitelerin proje üreten üniversiteler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mandal, Mühendislik Fakültesi Dekanlarından proje üretme konusunda teşvikte bulunmalarını istedi.  Türkiye’nin 2023 vizyonuna ulaşmak için bilimsel projeleri artırmak zorunda olduğunu belirten Prof. Dr. Mandal, TÜBİTAK’ın Bilim, Teknoloji ve Yenilik Ekosistemi üçgeninde gelecekte nasıl bir kurumsal yaklaşım geliştireceği ve hangi yeniliklerin ortaya çıkacağı hakkında sunum yaptı.

Prof.Dr. Hasan Mandal sunumunda, Türkiye’nin bilim, teknoloji ve yenilik alanında hedeflere ulaşma konusunda bir ivme yakaladığını ve Ar-Ge faaliyetlerinde atağa geçtiğini söyledi. Bilimsel yayın ve patent başvurularında Türkiye’nin hızlı bir yükselişe geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Mandal, öğretim üyelerine projelerinde destek olabilmek için TÜBİTAK’ın yeni programlar ürettiğini sözlerine ekledi. TÜBİTAK desteklerinin etkisine bakıldığında, kapasite oluşturma anlamında önemli bir mesafe alındığını ifade eden Prof. Dr. Mandal, oluşan bu kapasitenin etkin ve verimli kullanımı, yenilikçi ve katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi, üretilip müşteri ile buluşturulması aşamalarında eksiklikler olduğunu da sözlerine ekledi. Özellikle yüksek teknolojide beklediğimiz sonuca henüz ulaşamadığımıza dikkat çeken Prof. Dr. Mandal, ülkemizin öncelikli makro hedeflerine ulaşabilmek için tasarlanan ve bu yılın ikinci yarısında başlatılan yüksek teknoloji platformları programlarına vurgu yaptı. Bu programlar vasıtası ile yeni dönemde TÜBİTAK desteklerine, çıktı ve başarı odaklı, üniversite-sanayi işbirliğine önem veren, yüksek teknoloji ve yüksek katma değeri hedefleyen bir ivme kazandırıldığını ifade eden Prof. Dr. Hasan Mandal, “Önümüzde çok az bir sürenin kaldığı 2023 hedeflerimize ulaşma yönünde bu çabamızın ne kadar gerekli olduğunun altını çizmek isterim. Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri yapan kurum ve kuruluşlarımızın kendi bünyelerinde sahip olduğu bilgi birikimi ve teknolojik yetkinliklerin işbirliği oluşumlarıyla ve yenilikçi ürün hedefleriyle en hızlı biçimde ulusal ölçekte faydaya dönüştürülmesi, yani ekonomiye yüksek katma değer olarak dönmesi gerekmektedir.” dedi.

Prof. Dr. Hasan Mandal, “2018 yılı ötesinde temel stratejimizi araştırma, teknoloji geliştirme ve yenilik ekosisteminde ulusal hedeflere odaklanmış, nitelikli bilgi ve nitelikli insan üzerine kurguladık. Ulusal yenilik ekosistemimizde girdi odaklı bir sistemden çıktı odaklı sisteme geçiş yapmayı hedefledik. Yeni dönemde, etki potansiyeli yüksek, büyük bütçeli Ar-Ge konsorsiyum projelerini teknoloji hazırlık düzeyleri odaklı ara çıktılar üzerinden kontrol noktaları oluşturarak aşamalı olarak destekleyeceğiz. Gelecek dönem stratejimizin iki ana unsuru var. Teknoloji hazırlık seviyesi 3 ile 6 arası olan süreçlerde araştırma altyapılarını merkezde görmek istediğimiz işbirliği ağlarını hedefliyoruz. Bu kapsamda, TÜBİTAK 1004 Mükemmeliyet Merkezleri Programı kapsamındaki "Teknoloji Platformları” çağrısını açtık. Bu destek, üniversitelerimiz ve araştırma altyapılarımızın, kritik teknoloji alanlarında geliştirdikleri teknolojilerin özel sektöre etkin bir biçimde aktarılmasına izin verecek şekilde ihtisaslaşmalarını sağlayacak.” dedi.

Prof. Dr. Hasan Mandal, teknoloji hazırlık seviyesinde 6 ile 9 arasındaki olan süreçte ise daha fazla firmaların etrafında oluşan Sanayi Yenilik Ağlarını görmek istediklerini ifade ederek “KOBİlerin, büyük şirketlerin, fon sağlayıcıların, üniversitelerin ve düzenleyici kurum olarak kamunun oluşturacağı “yenilik işbirliği ağları”, hedefleyecekleri ürün ya da ürün grubunun geliştirilmesi için yol haritası belirleyebilmeli, biz de TÜBİTAK olarak bu yol haritaları ışığında çağrılar açıp göreceli olarak kıt kaynaklarımızı belirlenmiş tematik hedeflere odaklayarak verimli ve etkin kullanabilmeliyiz. Bu anlayışla TÜBİTAK Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması (SAYEM) çağrısını açtık.” dedi. Prof Dr.Mandal, her iki yaklaşımda da oluşacak işbirliği yapılarının Teknoloji Platformları olarak değerlendirildiğini ifade ederek odak sektörlerde yüksek katma değerli ürünlerin oluşmasına zemin hazırlayacak ve birbirlerini bütünleyen yapılar olarak gördüklerini belirtti.

Prof. Dr. Mandal, nitelikli insan kaynağı olmadan, hibe destekler ve yatırım destekleriyle hedeflenen teknolojik dönüşümün sağlanması ve değer zincirinde istenilen seviyelere ulaşılmasının güç olduğu ve bu amaçla iki yeni destek programı başlattıklarını ifade etti. Prof. Dr. Hasan Mandal, ülkemizin öncelikli alanlarında sanayide ihtiyaç duyulan doktora derecesine sahip nitelikli insan kaynağının üniversite-sanayi işbirliği ile yetiştirilmesine yönelik açılan “Sanayi Doktora Programı” hakkında da bilgiler vererek, “Bu program ile, hibe destekler ve yatırım destekleriyle hedeflenen teknolojik dönüşümün sağlanması ve değer zincirinde istenilen seviyelere ulaşılması için kritik öneme haiz insan kaynağının nicelik ve nitelik olarak iyileştirilmesi sağlanacaktır. Bunu yaparken firmaların ihtiyaçları merkeze alınacaktır. Firmalar ile işbirliği içinde hedeflenen alanlarda yetkin insan kaynağı kitlelerinin oluşturulması imkan oluşturulacaktır. Program kapsamında özel sektörde daha fazla araştırmacı istihdam edilmesini teşvik etmek amacıyla özel sektöre yönelik istihdam desteği de verilmektedir” dedi.

Prof. Mandal, ülkemizin 2023 yılı hedeflerine ulaşılabilmesi için nitelikli insan kaynağı tarafından yapılan Ar-Ge faaliyetlerinin ortaya koyduğu nitelikli bilginin; inovasyon ve girişimcilik ile ekonomik değere dönüştürülmesinin önemine değindi. Prof. Dr. Hasan Mandal, bu dönüşümün etkin şekilde gerçekleşmesi için güçlü insan kaynağına ve akademik temele, en yeni teknolojilerin geliştirildiği ve teknoloji yoğun üretim yapan bir sanayiye sahip olunması gerektiğini ifade etti. Öte yandan, bu süreçte akademi ve sanayi arasında arayüz görevi üstlenerek etkileşimi ve bilgi transferini güçlendirecek teknoloji transfer ofislerinin tamamlayıcı rolüne ihtiyaç olduğuna değindi.

Prof. Mandal, bu gereksinimin farkında olarak üniversitelerdeki bilgi birikiminin daha etkin biçimde ekonomik değere dönüşmesini teşvik etmek üzere Teknoloji Transfer Ofislerine yönelik performans odaklı bir destek süreci tasarlandığını ve TÜBİTAK Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programının güncellendiğini belirtti. Prof. Dr. Hasan Mandal, “Güncellenen destek mekanizmasında teknoloji transfer ofislerinin, yükseköğretim kurumlarındaki buluşları etkin biçimde koruması ve fikri hak portföyünü yönetmelerini hedefliyoruz. TTO’ların kurumsal kapasite geliştirme safhasından sonraki %40-%80 arasında değişecek olan ikinci 5 yıllık destek oranlarını, kendi performansları belirleyecek. Bu bağlamda yükseköğretim kurumlarına ait buluşların sanayiye aktarılması ya da şirketleşme yolu ile ticarileştirilmesi ve yükseköğretim kurumunun bu faaliyetlerden gelir elde etmesi önemli performans göstergeleri olarak yer alıyor.” dedi. Prof. Mandal, yeni dönemde Teknoloji Transfer Ofislerine yönelik performans göstergeleri olarak tanımlanan bu tür faaliyetlerin artırılmasının ülkemizin Küresel Rekabetçilik Endeksi vb. uluslararası sıralamalardaki yerinin iyileştirilmesine önemli katkılar sağlayacağını belirtti.

Girişimcilerin, teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerini, katma değer ve nitelikli istihdam yaratma potansiyeli yüksek teşebbüslere dönüştürebilmesi amaçlayan projeleri de desteklenmeye devam ettiklerini belirten Prof. Dr. Hasan Mandal, 1512 Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı (BİGG) hakkında bilgiler verdi. “Fikirden pazara kadar olan yenilikçi faaliyetlere “Teknogirişim Sermayesi Desteği” sağlanarak, uluslararası rekabet gücü olan, teknoloji düzeyi yüksek ürün ve hizmetleri geliştirebilen başlangıç firmalarının ekonomiye kazandırılacapını vurgulayan Prof.Dr. Mandal, “Program süreçlerinin ön aşamasında 30 Uygulayıcı Kuruluştan yararlanılmaktadır.” dedi. Prof. Dr. Hasan Mandal, Uygulayıcı Kuruluşların girişimcilere eğitim, mentörlük, kuluçka, işbirliği ağlarının kullanımı ve müşteri doğrulama desteklerini içerecek şekilde hızlandırıcı hizmeti sağlandığını da sözlerine ekledi.

02.12.2018