Tahıl Düşmanı Süneye Karşı TÜBİTAK Destekli Mücadele

-A +A

TÜBİTAK’ın destek verdiği ‘Sünede faydalı genlerin belirlenmesi’ projesiyle tahıl ürünlerinin en büyük düşmanı olan süneler etkisiz hale getirilebilecek.

Tahıl üretimini sınırlayan en önemli faktörlerin başında ‘ana zararlı’ konumundaki süneler geliyor. Yaklaşık 1 cm boyunda, toprak renginde, yassı vücutlu bir böcek olan süne, ülkemizin hemen her yerinde bulunuyor. Tahılların önemli bir zararlısı olan sünenin birkaç gün kalarak beslendiği tarlalarda yüzde 100’e varan oranlarda emgili buğday taneleri meydana gelebiliyor. Emgili taneler çimlenme güçlerini kaybederek ekmeklik ve makarnalık özelliklerini de yitiriyor. Süne, beslenme esnasında buğday tanesinin içerisine gluteni parçalayan bir enzim salgılayarak, buğday-un kalitesinin önemli ölçüde düşmesine yol açıyor. Süne mücadelesinde bugüne kadar değişik metotlar uygulanırken, halen yaygın olarak tarım ilaçları kullanılıyor. Tarım ilaçlarının gerek insan sağlığına, gerekse doğaya verdiği tahribat düşünüldüğünde başka yöntemlerin gerekliliği ortaya çıkıyor.

TÜBİTAK ARDEB tarafından yürütülen 1001 - Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenen ‘Sünede faydalı genlerin belirlenmesi’ projesiyle sünenin gen anatomisi çıkarıldı.

Süneyi Kışın Dondan ‘Anti-Friz Geni’ Koruyor

ARDEB tarafından 350 bin lira destek verilen projenin yürütücüsü Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümünden Dr. Nurper Güz, sünenin biyolojisi hedeflenerek alternatif mücadele stratejisi geliştirmeyi amaçladıklarını söyledi. Proje ile bazı kilit soruların cevabını bulmayı amaçladıklarını belirten Güz, “Süne yaşamının büyük bir bölümünü beslenmeden nasıl tamamlıyor? Kış aylarında çok düşük sıcaklıklarda donmadan nasıl canlı kalıyor? Bu sorulara yanıt aradık ve çalışmalarımızda önemli yol kat ettik. Süneyi dondan korumaya yönelik anti-friz genini tespit ettik. Başka bir gen grubu perilipinler. Bu genler böceğin vücudunda biriktirdiği yağı enerjiye dönüştürüyor. Yılda sadece bir döl veren ve büyük zarara yol açan bu böceğin üremesine ve yumurta bırakmasına ilişkin kilit genleri tespit etmiş durumdayız. Son olarak sünenin beslenme esnasında salgıladığı gluteni parçalayan proteini biliyoruz artık. Bahsedilen bu genlerin gerek fonksiyonları gerekse süne yaşamının hangi evresinde azalıp arttığını saptamış durumdayız. Şimdi bu özelliklerini yok ederek süneyle mücadele etmeyi düşünüyoruz” dedi.

Süneye Karşı İlaçsız Mücadele

Sünelerin ilkbaharda ovaya inmesiyle çalışmalarının hız kazanacağını ifade eden Dr. Güz, ‘Projede bundan sonraki hedefimiz süneye ait bazı genleri susturmak. Burada RNA interferans adını verdiğimiz bir tekniği kullanarak bahsettiğimiz bu genlerin işleyişini durdurmayı amaçlıyoruz. Sünede bazı genlerin bloke edilmesiyle zararlı anti-friz proteinini kodlayamadığı için kışı geçiremeyecek ya da kışın dağlara göç etmeden vücudunda yağ biriktiremeyecek. Başka bir senaryo, süne beslense bile gluteni parçalayan enzimi üretemeyecek dolayısıyla ürünlerimize eskisi kadar zarar veremeyecek. Bu sayede sünenin tahıllara zarar vermesi engellenmiş olacak. Bizim yapmış olduğumuz yöntemin en güzel yönü bu sayede zirai ilaç kullanmayacağımız için insanlar ve doğa zarar görmemiş olacak. Bugün tüm dünyada zararlı yönetiminde biyoteknolojinin kullanımı hızla artıyor. Bizimde bu imkanları süne mücadelesine aktarabilmemiz durumunda daha az tarım ilacı kullanılacaktır" dedi.

30.09.2013 Başarı Hikayeleri, Akademik Başarı Hikayeleri