TÜBİTAK Bülten / Sayı 171 - Mart 2016 - page 13

13
TÜBİTAK
T ü r k i y e B i l i m s e l v e T e k n o l o j i k A r a ş t ı r m a K u r u m u
Yardımcısı Çelik,“Bunlar Ar-Ge faaliyetlerine yönelik vergi ve
teşvikler ile projelere sağlanan fon destekleridir. Özel sek-
töre yönelik vergi indirimi, istisnası ve teşviklerinde Ar-Ge
Kanunu olarak anılan 5746 sayılı Kanun ön plandadır. Bunun
yanı sıra Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu da özellikle
üniversite-sanayi işbirliği ve üniversite kökenli inovasyon ve
girişimciliği teşvik ederek her gün sayısı artan teknopark ve
teknokentlerin oluşumuna imkân vermektedir. Proje des-
teklerinde ise TÜBİTAK ile birlikte başı çeken kurumlarımız,
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB ve Kalkınma
Ajanslarıdır. Bunlara ek olarak Avrupa Birliği programları da
gerek firmalarımıza gerekse akademik araştırmacılarımıza
önemli imkânlar sunmaktadır” diye konuştu.
TÜBİTAK’ın, ulusal destekleri kapsamında, özellikle son 3
yılda özel sektöre yönelik desteklerini hem çok çeşitlendir-
diğini hem de finansman boyutunu iyileştirdiğini aktaran
Prof. Dr. Mehmet Çelik, “Desteklerin sadece finansmana
yönelik olmaması gerektiği değerlendirildi ve çeşitli da-
nışmanlık, rehberlik, mentörlük mekanizmaları geliştirildi.
TEYDEB destek programlarına inovasyon sistemi merce-
ğinden baktığımızda bu programların sadece kamu des-
tekleri olarak sanayi sistemini güçlendirmekle kalmadığını
görürüz. Aynı zamanda sistemin diğer boyutlarına da katkı
vermektedirler. Örneğin, 1601 programı kapsamında açılan
Mentorlük Çağrısı, 1513 TTO Destek Programı aracı aktörleri
desteklemekte, 1601 programı kapsamında açılan Üniver-
sitelerde Girişimcilik Sertifika Programı çerçeve şartlarına
katkı sağlamakta, 1602 Patent Destek Programı ise altyapıyı
desteklemektedir” şeklinde konuştu.
Günümüzde firmaların Ar-Ge’yi kendi laboratuvarlarında
gizlilik içinde yürüttükleri bir sistemden, aktif olarak baş-
kalarıyla işbirlikleri aradıkları açık inovasyon sistemine yö-
neldiklerinin altını çizen TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Çelik,
“Yenilik kümeleri, Ar-Ge yoğunluğu olan yenilikçi firmaların,
“aralarındaki etkileşimi, birbirlerinden öğrenme sürecini, or-
tak çalışma ve işbirliği kurmayı artırarak, küme dışındakilere
rekabetçi üstünlük sağlamak için” belirli bir yerleşim bölge-
sinde bir araya gelmesi olarak tarif edilebilir. Bu firmalar,
küme içinde, hem birbirleri ile hem de bilgi üreten kurumlar
ve müşterileri ile aracıları da kullanarak sürekli ve aktif bağ
kurmaktadırlar” dedi. Prof. Dr. Mehmet Çelik konuşmasının
son kısmında şunları söyledi:
“Ar-Ge çalışmaları için temel bir unsur olan insan kaynağı
alanında da Tam Zaman Eşdeğer Araştırmacı sayımız sürekli
artmakla birlikte 2023 hedefi için yine çok büyük hamleler
yapılması gerekecektir. Ar-Ge ve yeniliğin ulusal ekonomi
için önemi, ekonominin can damarı firmalarımız için de ge-
çerlidir. Ar-Ge ve yeniliğin ne denli önemli olduğunu çok ba-
sit olarak yüksek teknolojili ürünlerin kilogram değerlerine
bakarak görebilmekteyiz.
Sonuç olarak, yenilik, girişimcilik ve kümelenme alanla-
rında sistemsel yaklaşım temelinde resmin tümü görülmeli
ve birbirini besleyen, destekleyen öğeler arasındaki ilişki-
ler güçlendirilmelidir. Kurumlarıyla, aktörleriyle, mekaniz-
malarıyla işleyen, çarkları dönen bir Yenilik ve Girişimcilik
Ekosistemi ancak; Türkiye’nin kilit teknolojilerde hakimiyet
sağlamaya başlamasını, ileri teknoloji içeriği olan ürünler
geliştirip üretmesini ve sonuç olarak cari açığın kapatılarak,
2023’de dünyanın ilk 10 ekonomisine girebilmenin kriteri
olarak ortaya konan 500 milyar dolar ihracat değerine ula-
şılmasını sağlayabilir.”
Konferans, soru-cevap bölümü ve MÜSİAD Konya Şube
Başkanı Dr. Lütfi Şimşek’in günün anısına Prof. Dr. Mehmet
Çelik’e hediye takdimi ile son buldu.
1...,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12 14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,...40
Powered by FlippingBook